NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
أَبُو حَفْصٍ
الْأَبَّارُ
عَنْ
الْأَعْمَشِ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ مُرَّةَ
عَنْ أَبِي
عُبَيْدَةَ
عَنْ عَبْدِ اللَّهِ
عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِمَعْنَاهُ
زَادَ فَقَالَ
أَعْرَابِيٌّ
مَا تَقُولُ
فَقَالَ لَيْسَ
لَكَ وَلَا لِأَصْحَابِكَ
Abdullah b. Mes'ud
Resûlullah (s.a.)'den önceki hadisi mânâ olarak rivayet etmiş ve şunu
eklemişlerdir: Bir bedevi (İbn Mes'ûd'a):
(Bu konuda) ne diyorsun?
dedi, o da:
Sana ve senin
arkadaşlarınla bir ilgisi yok, cevabını verdi.
İzah:
ibn Mace, ikâme
Hadisin İbn Mâce'deki
rivayetinde Bedevi'nin İbn Mes'ûd'a sorduğu soru: "Resûlullah ne diyor?*'
manâsını verecek biçimdedir.
Bu ve önceki rivayet
bir araya getirilince şu anlaşılır: ibn Mes'ûd bir önceki rivayette geçen
hadisi haber verince, orada hazır bulunan bir bedevî, "ne diyorsun?"
veya "Resûlullah ne diyor?' diye sormuş. O da "Sana ve arkadaşlarınla
bir ilgisi yok" karşılığım vermiştir.
Bu cevap İbn Mes'ud'un
hadis-i şerifteki "Ey Kur'ân ehli," ifadesini, Hattâbî'nin dediği
gibi hakiki manâsında anladığım gösterir. Sanki İbn Mes'ûd, bedeviye "bu
namaz sana ve arkadaşlarına, senin durumunda olanlara gerekmez. O Kur'ân'ı
bilip okuyan ezber edenlere mahsustur" demek istemiştir.
Abdullah b. Mes'ud'un
bu cevâbından onun vitir namazının sadece geceleri Kur'ân-ı Kerim okuyup secde
edenler için meşru olduğu fikrini benimsediği anlaşılmaktadır.
Kur'ân ehlinden
muradın, hafızlar, namazdan maksadın da mutlak manada gece namazı olduğunu
söyleyen âlimler de vardır.
Münzirî, Ebû Ubeyde'nin
Abdullah b. Mes'ud'un oğlu olduğunu ancak ondan hadis işitmediğini söyler.
Buna göre hadis, munkati olur. Dolayısıyla deli! olmaya elverişli değildir.
Konu bundan önceki hadisin izahında detaylı olarak ele alınmıştır.